Ayasofya müzesi Türk tarihi için önemli konuma sahiptir. Türk mimari kültüründe kalan yapılardan birisi olup günümüze kadar taşınmıştır. Bugünkü büyüklüğü açısından ve fonksiyonu bakımından milletimiz için değerli olmaktadır.
Doğu Roma İmparatorluğu tarafından inşa edilip kilise amaçlı olarak kullanılmıştır. Müze olarak dekorasyon edilerek bugünkü halini almıştır. Bizans İmparatorluğunun İstanbul’da yer alan yapılarından birisi olmaktadır. Bizans döneminde krallar taçlarını Ayasofya müzesinde törenler düzenlenerek giyerlermiş.
İlk zamanlar kilise olarak ilan edilen Ayasofya’dan herhangi bir eser kalmamıştır. İkinci kez inşası II. Theodosios tarafından yaptırıldı. Nika isyanı sonucunda tekrar yıkılmıştır. Üçüncü defa bazilikal ve jubbeli plan sonucunda tekrar inşa edilmiştir.
Osmanlı Devleti İstanbul’un fethi ile birlikte yapıları değiştirmiştir. 16. ve 17. yüzyıllarda minber, mihrap, müezzin mahfilleri ve vaaz kürsüsü getirerek cami haline dönüştürmüştür. Osmanlı devletinin yıkılması ile Atatürk’ün yaptığı yenilikler sayesinde tarihe şahitlik yapan Ayasofya artık müze olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Tarihin önemli parçası olan Ayasofya mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.