Dünyanın şekli hakkında geçmişten günümüze kadar farklı yorumlarda bulunulmuştur. İlk olarak düşüncelerini bundan 4000 yıl önce mısırlılar söylemiştir. Onlara göre dünya kutu halinde olup üstüne bir kapak kapatılmıştı. Hintliler dünya hakkında düşüncelerini ise dört dilin üstünde duran bir tepsi şekline benzetiyorlardı. Dört fil ise denizde yüzen kurbağanın üzerinde duruyordu. Eskiden insanlar dünyanın şekli hakkında bilgi sahibi olmadığından dolayı boğanın boynuzları üz rinde duran bir tepsi halinde sanırlardı. Teknoloji yeteri kadar gelişmediğinden dolayı yuvarlak oldukları konusunda bilgi sahibi değildiler. Bu dönem içerisinde teknolojinin gelişmesi ve bilim dünyasının çalışmalar yapması sonucunda tespit edilmiştir. Pisagor, Biruni, Macellan, Kristof Kolomb dünyanın daire olduğunu ispatlamasına katkıda bulunan değerli insanlardır. Pisagor M.Ö. 590’lı yıllarda kendi döneminde dünyanın güneş etrafında döndüğü konusunda teorilerde bulunmuştur. Yaşamından 200 yüzyıl sonra Aristo’nun gözlemleri sonucunda yuvarlak olduğu ispatlanmıştır. Biruni, dünyanın yuvarlak ve yer çekimi gücü olduğunu ispatlamıştır. Macellan denizci olarak bir noktadan başlayarak dünyanın etrafı dolaşmıştır. Kristof Kolomb dünyanın yuvarlak olduğu konusunda bilgisini kitaplardan alır. Bilgisi ile birlikte 3 gemi ile dünya yolcuğuna çıkar batıya doğru yelken açar ama Hindistan’a vardığını düşünür ama Amerika kıtasına ayak basmıştır. Yolculuk sırasında hayatını kaybeder ama bir gemi yoluna devam ederek dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamıştır.