Ortaçağ da insanlar daha çok toplumun ileri gelenlerin etkisinde yaşam sürdürürdü. Krallıkların hakimiyet kurduğu yönetimlerde ülkede kanunlar kral ve yakınındakiler tarafından çıkarılırdı. Kendi menfaatlerini ön planda tutan önde gelenler hukuk kurallarında yargılanmazlardı. Ülke yönetimlerinde belirli olan hukuk kuralları önde gelenleri korumaya yönelikti. Genellikle halkın yaptıkları yargılanırdı. Kral hiçbir şekilde hukuk kurallarından etkilenmezdi. Kararları sorgulanmaz hukuki olarak yargılanmaya kapalıydı.
Ortaçağ da ortaya koyulan kurallar dini, siyasi, toplumsal düzene göre belirlenirdi. Şeriat ile yönetilen ülkelerde dini kurallar hukuk kuralları sayılırdı. Dinin emrettiklerine göre hukuk kuralları işleme alınarak yönetimde olurdu. Ekonomik ve siyasi anlamda gelişmiş olan ülkelerde hukuk kuralları halka yönelikti. Halkın birbiri arasındaki anlaşmazlıklarında harekete geçerdi.
Dini, siyasi, sosyal, toplumsal kurallar o dönemin kurallarını belirleyici unsurlarıydı. Ortaçağda hukuk kuralları esnetildiği gibi toplum üzerinde etki sahibi olanların elindeydi. Zaman içerisinde hukuk kuralları çok daha etkin kılınarak önde gelenlerle halk bir tutulmuştur.
Feodal sistem ve Hristiyan inançları tarafından belirlendi. Başlıca hukuk kuralları şunlardı:
- Feodal hukuk: feodal beylerin haklarını ve yükümlülüklerini tanımlayan bir sistem.
- Kanunname (Kodex) : Ortaçağ Avrupa’sında, krallıklar tarafından yapılan yasaların ve kuralların toplandığı yasal belge.
- Kutsal Kitap: Hristiyan inançları gereği, Tanrının yasalarına dayanılarak yapılan yargılamalar.
- İmparatorluk Hukuku: Büyük İmparatorluklar tarafından uygulanılan hukuk.
Bu dönemde, hukuk sistemi yerel yönetimler, feodal beyler ve papalık tarafından belirlendi ve uygulandı. Hukuk kuralları adaletsiz ve eşitsizliği koruyan bir sistem olarak değerlendirildi ve modern hukuk sistemine göre oldukça sınırlı ve zayıftı.