Sanat toplumun yemek ihtiyacı gibi duygusal anlamda beslenmesini karşılıyor. Fikirlerin dışa vurulması ve yaratıcılığın ortaya koyularak duygularla karıştırılmasıyla ortaya çıkıyor. Sanatçılar kendi ilgi alanlarına göre duygu ve düşüncelerini birleştirerek yaptığı sanat eserlerini insanlara tanıtarak onlarında hissetmesini sağlamaktadır.
Sanatın olduğu toplum öncelikle sanatsal özelliklerini, örf ve adetlerini ve kültürlerini yaşatırlar. Sanatın olduğu toplumlar insanların düşünmelerini, toplum içinde kaos ortamı yaratacak kadar az olduğunu gösterir. Sanat içinde toplumsal anlamda düzenlemeler yaratılır. İnsanların şikayetleri daha az olarak huzurla yaşamalarını sağlar. Toplumun sanat içinde huzurla yaşamasında imkan tanır. Sanatın olduğu her toplum hoşgörülü ve insanlara karşı daha anlayışlı yaklaşırlar. Sanatçılar sanatın en büyük temsilcisi olarak kendisini gösterir.
Sanatın olmadığı toplumlar insan hayatını zorlaştırır. Bu nedenden dolayı insanlar kendi düşüncelerinden korunarak rahatça yaşam sürdürebilirler. Toplumun bir araya gelerek verimli şekilde faaliyet göstermesi için duygu ve düşüncelerin sanatla aktarılması gereklidir.