Manevi olarak kendimizi başkalarına karşı borçlu hissettiğimiz olur. Bize karşı yapılan iyiliklerin karşılığı iyilik, hoşgörü ve düşünce olması gerektiğidir. Toplumsal yaşantı içerisinde yaşanacakların ve daha sonra o kişilere nasıl karşılık vereceği önemlidir. Bugün yapılanı yarın unutmamalı, nereden geldiğimizi kim olduğumuzu asla kaybetmemeliyiz. Benliğimizi kaybedersek aslında kendimizi kaybetmiş oluruz.
Vefa gerektiren durumlarda her zaman bulunulmalı. Vefa sadece eskiden İstanbul’da semt ismi değildir. İyilikler unutulmamalı, biz insanoğlu yapılan iyilikleri çok çabuk unuturuz. Bu başta kendimize olmak üzere hayatımıza vefasızlıktır. Kendimizi kaybetmemeli, bilmeli ve tanımamız gerektiğidir. Sırtımızda taşıdığımız manevi borcu tutmalıyız. Vefa bizi yetişen anne ve babalarımıza karşı duyduğumuz minnettarlık duygusu da olabilir. Bizi yetişen ailemize büyüdüğümüz zaman biz bakmalı, sahip çıkmalı onları güzel yerlere taşımamız gerektiğidir. Vefalı olmak ahlak sahibi olmaktır, iyilik yapana iyilik yapar onları güzel karşılar aklımızdan kötü şeyler geçirmeliyiz.
Vefa borcumuzu ödemeden ölmek zor olandır. Minnettarlık duyarak sevgimizi karşımızdakine yansıtırsak onu da mutlu ederiz. Yapılanları unutarak vefasızlık etmemeli, hatırlayarak onları mutlu etmeli günü geldiğinde ise borcumuzu ödemeliyiz. Vefanın ne kadar büyük olduğu kıyaslanmaz.